ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ
CEZA HUKUKU
Mehmet Selman Eker
11/12/20233 min oku
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ (UCM)
Uluslararası hukuk literatüründe devletlerin imzaladıkları yeni bir hukuk kurumu oluşturan uluslararası antlaşmalara “statü” adı verilir. Dünyada kalıcı ve sürekli bir Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne olan ihtiyacı gören uluslararası toplum, 1998 yılında uluslararası konferansı toplamaya karar verdi.
15 Haziran 1998 - 17 Temmuz 1998 tarihleri arasında 160 devletin katılımıyla toplanan Birleşmiş Milletler Konferansı sonucunda imzaya açılan “Uluslararası Ceza Mahkemesi Kurucu Statüsü” uygulamada kısaca Roma Statüsü olarak adlandırılmaktadır.
Temmuz 1998’de İtalya-Roma’da toplanan bir Birleşmiş Milletler diplomatik konferansının sonunda UCM’yi kuran Roma Statüsü, yalnızca 7 ret oyuna karşılık 21 çekimser ve 120 kabul oyuyla oyçokluğu ile kabul edildi. 60’ıncı onay 2002 yılında gerçekleşti ve mahkemenin yargı yetkisi 1 Temmuz 2002 itibariyle başladı. Şubat 2003’te mahkemenin ilk yargıçları seçildi ve mahkemenin ilk savcısı, Nisan 2003’te göreve başladı.
İngilizce “International Criminal Court (ICC)”, Fransızca “Cour Pénale International (CPI)” olan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), uluslararası ceza hukuku kapsamında kurulmuş, devlet sorumluları tarafından işlenebilecek en ağır suçlar olan soykırım, insanlığa karşı suçlar ile savaş suçlarını soruşturmak ve kovuşturmak amacıyla uluslararası toplum tarafından yaratılan daimî ve bağımsız bir yargı organıdır.
Mahkemenin daimî merkezi Hollanda’daki Lahey kentindedir.
Mahkemenin yargılama yetkisi 1 Temmuz 2002 tarihinde başlamıştır, bu tarihten sonra işlenen suçlar UCM tarafından yargılanabilir. Roma Statüsü’ne sonradan taraf olan bir devlet açısından ise, kural olarak taraf olduğu tarih itibariyle yargılama yetkisi devreye girer, ancak ilgili devlet geriye doğru mahkemenin yargılama yetkisini tanıyabilir.
UCM, devletleri yargılamaz. UCM’de kişi sorumluluğu ilkesi esastır ve yalnızca gerçek kişiler yargılanabilir. Bu durumda mahkemenin yargılama yetkisine giren suçların işlendiği iddia edildiğinde, bu suçları işleyen gerçek kişilere dava açılacaktır. Bu gerçek kişiler, bizzat suçu işleyenden suç işlenmesi emri verene, en alt düzeyde suça iştirak edenden en üst düzey Devlet görevlilerine, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genelkurmay başkanına kadar uzanabilir. Mahkeme, ulusal hukuktan kaynaklanan hiçbir bağışıklık ya da dokunulmazlıkla kendisini bağlı saymaz.
Mahkeme, aşağıda belirtilen durumlarda kişiler hakkında soruşturma açmak için yetkilidir:
· Suçlar Roma Statüsü’ne taraf bir devletin sınırları içinde işlendiğinde;
· Suçlar Roma Statüsü’ne taraf bir devletin vatandaşı tarafından işlendiğinde;
· İstisnai olarak, Roma Statüsü’nü onaylamayan bir devlet, suç karşısında mahkemenin yargı yetkisini kabul ettiğine dair bir bildirimde bulunduğunda;
· İstisnai olarak, suçlar uluslararası barış ve güvenliğin tehdit veya ihlal edildiği durumlarda işlendiğinde ve BM Güvenlik Konseyi durumu BM Şartı Bölüm 7’ye uygun şekilde mahkemeye gönderdiğinde.
Bununla birlikte, bu durumların her birinde bir soruşturma açılıp açılmayacağına ve soruşturma üzerinde temellenen hukuki onaya bağlı olarak bir davanın açılıp açılmayacağına karar vermek, devletlerin ya da BM Güvenlik Konseyi’nin değil, UCM Savcısının takdirine bağlıdır. Bu nedenle UCM Savcısı, bir anlamda şartları varsa herkes hakkında dava açabileceği için “dünyanın en güçlü adamı” tamlamasıyla anılmaktadır.
UCM aşağıdaki amaçlara hizmet edecektir:
· Uluslararası hukukta tanımlanmış ağır suçlar işlemeyi planlayan kişilere karşı engelleyici, caydırıcı bir rol oynayacaktır;
· Bu suçların sorumlularını mahkeme önüne getirmek için hukuken birinci derecede sorumlu durumunda olan ulusal savcıları harekete geçirecektir; böylece
· Mağdurlar ve aileleri, adalet ile gerçeğe ulaşma ve uzlaşma sürecine başlama şansına sahip olacaklardır;
· Bu durum, söz konusu suçlarda cezasızlığın sona erdirilmesine doğru büyük bir adım olacaktır.
UCM’yi kuran Roma Statüsü’nde mahkemenin yargılayabileceği dört suçtan söz edilmektedir. Bunlar sırasıyla Soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçudur. Bu suçların dışında bir suçu mahkemenin yargılaması mümkün değildir. Söz konusu dört suçtan ilk üç tanesi 1998 yılında Statüde ayrıntılı biçimde tanımlanmış, saldırı suçu ise 2010 yılında gerçekleştirilen Gözden Geçirme Konferansı sonunda tanımlanabilmiştir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Adolf Hitler liderliğindeki Alman Nasyonel Sosyalist Partisi’nin faşist parti programında tüm Avrupa’da milliyetine bakılmaksızın Yahudilerin yok edilmesi özel adı ile “Holokost” uygulamaya konulmuştur.
Günümüzde Roma Statüsünü onaylamayan ülkelere örnek olarak ABD, Rusya, Çin, İsrail, İran, Irak, Hindistan, Türkiye gibi ülkeler verilebilir.
UCM, Roma Statüsünü onaylamamış olsa dahi yukarıda belirtilen şartların mevcut olduğu ilgili devletin en alt düzeyde suça iştirak edenden en üst düzeye kadar her vasıftaki Devlet görevlisini, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genelkurmay başkanını yargılama yetkisine sahiptir.
